TÜRKİYE KUŞ GRİBİ İLE AÇIK VE ŞEFFAF SAVAŞIYOR
Türkiye, geçtiğimiz haftalarda kendini ansızın Kuş Gribi ve H51N virüsü ile savaşın tam ortasında buldu. Türkiye'nin Avrupa —Asya— Ortadoğu ve Afrika'yı birbirine bağlayıcı bir coğrafi konumda bulunması olayların önemini arttırıcı nitelikteydi. Ayrıca, Türkiye göçmen kuşların izlediği rota üzerinde bulunduğundan, kuşlar binlerce yıldır merkez edindikleri Anadolu yarımadasına bu ölümcül virüsü taşıdılar.
Türkiye Kuş Gribi ile ilk kez Ekim 2005'te, Türkiye'nin batısında bulunan ve göçmen kuşların uğrak yeri olan Manyas'ta karşılaştı. Etkin karantina yöntemleri ve halkı bilinçlendirilme çabalarımız ile, ölümcül virüsü etkili bir biçimde kontrol altına alma ve bölgede yok etme konusunda başarılı olduk. Nitekim, korkulu Ekim ayı hiçbir can kaybı yaşanmadan geçti.
Fakat virüs daha gizli ve teşhisi daha zor bir biçimde, Doğu Anadolu çevresinde, İran, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan sınırlarındaki bölgelerde tekrar ortaya çıkarak, dört vatandaşın hayatını kaybetmesine sebep olurken, beş vatandaş da tedavi olduktan sonra hastanelerden taburcu edildi. Diğer 11 kişi ise hala tedavi altında bulunmakta. H51N virüsü Türkiye'nin 13 ili ve 24 yerleşim yerinde tespit edildi. Virüsün hızla yayılması bir çok nedene bağlı bulundu ve Türkiye'nin Kuş Gribine karşı başlattığı savaşta ne derecede başarılı olduğuna dair spekülasyonlar gündemi meşgul etti.
Türkiye Hükümeti, virüsle başa çıkma konusundaki kararlığımız, isteğimiz ve dirayetimiz hususunda dünya'nın şüpheye düşmemesi için teminatta bulundu.
Türkiye'deki vakalar hala virüsün hasta kuşlardan insanlara bulaştığını gösteriyor. Virüsün değişime uğrayarak insandan insana bulaştığına dair hiçbir gösterge yoktur.
Türkiye'de ortaya çıkan kuş gribi vakalarının nedeni, Türkiye'nin kontrol altına alınamayan bir enfeksiyon sahası olduğundan kaynaklı değildir, sadece Türkiye'nin politik açıdan dürüst ve şeffaf bir yapıya sahip olmasının göstergesidir. İlk günden bu yana Başbakan Erdoğan, kuş gribinin uluslararası nitelikte bir örnek teşkil ettiğini ve kuş gribine karşı açık savaşılması gerektiği hususunda hükümeti yönlendirdi.
Bu Avrupa Birliği üyeliğine aday demokratik, sorumluluğun bilincinde ve güvenilir bir ülke için doğru bir tutumdu. Eğer Türkiye'nin eksikleri var ise bu konuları ele almak için hazırız. Baştan beri, uzmanlarımızın uluslararası koordinasyon ve iş birliği içinde bulunabilmesi için, kapılarımızı, kliniklerimizi ve bilgi merkezlerimizi açık tuttuk. Dünya'nın çeşitli yerlerinde bulunan dost hükümetlerden, müttefiklerimizden ve uluslararası kuruluşlardan aldığımız olumlu tepkilerden kıvanç duymaktayız. Bu şeffaf tutumundan ötürü Türkiye, uluslararası sağlık kurumları, Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve diğer özel kuruluşlar tarafından takdire layık bulundu.
Uluslararası yetkililer, Türkiye'yi ziyaret etme, gözlemde bulunma ve mümkünse H51N virüsüne karşı çare bulunması konusunda teşvik ediliyor. Türkiye'de artış gösteren tamamen iyileşmiş vakaların bulunması, H51N virüsünün korkulduğu kadar ölümcül bir etkisinin olmadığı ve çok sayıda hastanın hafif sendromlarla hastalığı atlattığı görülmektedir. Türkiye'nin şeffaflığının bir sonucu olarak, bilim adamlarının virüse karşı daha hızlı ve daha etkili çözümler bulmasını ümit ediyoruz.
Avrupa Birliği, Dünya Sağlık Örgütü ve diğer uluslararası sağlık kuruluşları uzmanları, Türkiye'nin yapılabilecek her şeyi yerine getirdiğini, hastalığın ve risk faktörleri üzerine uluslararası bilincin oluştuğunu açıkladı. Çok sayıda uzman, Türkiye'nin seyahat için güvenilir olduğunu belirtti. Bu görüş, insan enfeksiyonlarının oluşum sebeplerinin azaltılması konusunda beklenen davranış değişikliklerini destekler nitelikte. Türkiye şimdiye kadar, milyonlarca kanatlı hayvanı itlaf etti ve hayvan sahiplerine makul bir şekilde tazminat bedellerini ödedi. Kamu bilgi kampanyası ve hükümetimizin virüse karşı yurdun dört bir yanında başlattığı mücadele hızla devam etmektedir. Sonuç olarak, Avrupa Birliği Türkiye'den kümes hayvan ihracatını yeniden başlattı. Virüsü kontrol altına alma ve yok etme konusunda kararlıyız. Herkesi ilgilendiren bu endişe kaynağının, sadece acil durum planları çerçevesinde kalmasını temenni ediyoruz. Kıtalar arası bir köprü konumunda olun Türkiye, medeniyetlerin beşiği ve kültürlerin buluşma noktasıdır. Ölümcül bir virüse karşı uluslararası platformda mücadeleye önderlik ederek ve bu zorlu yolda da başarılı olacağımıza inanıyoruz.