DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BAĞIŞ BRÜKSEL'DE TEMASLARDA BULUNDU
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB tam üyelik hedefinin Türkiye'de "birleştirici tutkal" işlevi gördüğünü söyledi.
Bakan Bağış, Brüksel ziyareti kapsamında AB Komisyonunun işletmeler ve sanayiden sorumlu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, AB Komisyonu'nun enerjiden sorumlu üyesi Andris Piebalgs, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Jacek Saryusz-Wolski, Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten ile Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, AB Komisyonu'nun iletişimden sorumlu Başkan Yardımcısı Margot Wallström ve AB Komisyonunun ulaştırmadan sorumlu Başkan Yardımcısı Antonio Tajani ile temaslarda bulundu.
Bağış, TEPAV ve İtalyan Uluslararası İlişkiler Enstitüsünün ortaklaşa düzenlediği "Türkiye'yi konuşmak-Türkiye için AB iletişim stratejisi ve Türkiye'nin AB için iletişim stratejisi" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, AB üyelik sürecinin Türkiye için taşıdığı anlamı anlattı.
Bağış, "Bugün Türkiye'de ister doğulu olsun ister batılı, ister kadın olsun ister erkek, ister asker ister sivil, ister Alevi ister Sünni, ister Hristiyan ister Musevi veya Müslüman Türkiye'deki her kesimin kendinden bir şey bulabileceği başka bir ortak proje benim aklıma gelmiyor" dedi.
"Cumhuriyetin ilanından sonraki en önemli çağdaşlaşma projesi" olan AB tam üyelik hedefi için, "aynı zamanda bizim kendi aramızdaki bazı fikir ayrılıklarımızı ortadan kaldıran, bizi ortak paydada buluşturan, yüreklerimizin birlikte vurmasını sağlayan bir birleştirici tutkal gibi" ifadesini kullanan Bağış, "Ben bu süreçte bunu tek bir iktidarın, tek bir partinin faaliyeti olarak görmediğimi her vesileyle dile getiriyorum. Herkesin, her kesimin desteğini bekliyorum" diye konuştu.
"İlk kez burada açıklamak istiyorum. 6 mart gününü Avrupa Birliği çalışmaları açısından sivil toplum günü olarak ilan edeceğiz" diyen Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu günde Türkiye'de katılmak isteyen, bize bu süreçte katkı vermek isteyen, fikir vermek isteyen, eleştirilerini paylaşmak isteyen bütün sivil toplum kuruluşlarımızı bir etkinliğe davet edeceğiz ve tüm gün boyunca ben kendilerini dinlemeye çalışacağım; AB süreciyle ilgili neler düşünüyorlar, ne gibi katkılar verebilirler, hangi fikirleri var? Her kesimden, yaptığımız her toplantıdan nasıl bir şeyler elde ediyorsak, bir takım yeni fikirler kazanıyorsak, o gün o toplantıdan da eminim ki çok yeni fikirler, çok yeni projeler ortaya çıkacaktır. Bu da, bu süreçte hem iletişim açısından yapmamız gerekenlerin bir listesini ortaya koyacaktır, hem de toplumun bu konuda ne kadar bir araya gelebileceğinin bir göstergesi olması açısından, çok önemli bir netice alınacaktır."
Dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında bulunan ve Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi olan Türkiye'nin küresel finansal krizde "kendi bankacılık sektörüne para enjekte etmek zorunda kalmayan ender ülkeler arasında bulunduğuna" işaret eden Bağış, Fransız otomobil üreticisi Renault'nun 2008 yılında kar eden 2 tesisinin Türkiye ve Romanya'daki fabrikaları olduğuna dikkat çekti.
Geleneksel olarak hep Türkiye'nin Batı'yla Doğu arasında bir köprü olduğunun söylendiğini belirten Bağış, Türkiye'nin hem bir Asya ülkesi, hem bir Avrupa ülkesi, hem Akdeniz, hem Karadeniz, hem Balkan, hem Kafkas, hem de Orta Doğu ülkesi olduğunu hatırlattı ve gerçek bir köprü olabilmesi için hem Batı hem de Doğu ile ilişkilerin önemsenmesi gerektiğine değinerek Türkiye'nin 47 yıl aradan sonran BM Güvenlik Konseyi üyeliğine seçilirken oy kullanan her 10 ülkeden 8'inin desteğini aldığına dikkati çekti.