"TÜRKİYESİZ BİR FORMÜL GÖREMİYORUM. ONLARIN DA GÖREMEDİĞİNİN FARKINDAYIM"
İş Hayatı Dayanışma Derneğinin (İŞHAD) 16. Genel Kurulunda konuşan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Davos'ta yaşanan gerginliğe, içinde bulunduğumuz ekonomik sürece ve AB sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bağış, Davos'ta yaşanan gerginliği kastederek, "Ben çok şaşırmadım çünkü 2004 zirvesinde son anda masaya Kıbrıs'la ilgili yeni bir paragraf getirdiklerinde masadan kalkan Tayyip Erdoğan kimse, dün o podyumdan kalkan Tayyip Erdoğan aynı kişi" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın daha önce de benzer duruşlar sergilediğine işaret eden Bağış, şöyle konuştu: "Yeni bir insan, yeni bir yaklaşım değil. Bu, Türkiye'nin itibarını, Türk milletinin itibarını, onurunu her zaman öncelik olarak kabul etmiş, kendisine emanet edilmiş temsil yetkisini en iyi şekilde korumaya çalışmış Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının her zaman ortaya koyduğu duruştur. Ama literatüre bundan sonra eminim ki bu, Davos duruşu olarak geçecek."
Bağış, tüm dünyanın yaşananları yakından takip ettiğini belirterek, Başbakan Erdoğan'ın dün Davos'ta dünyanın vicdanını dile getirdiğini, bu nedenle de sadece doğudan, Orta Doğu'dan değil batıdan da pek çok yerden destek mesajları geldiğini söyledi.
Bağış, Türkiye'nin 2001 yılından bu yana ekonomik, siyasi ve diplomatik anlamda kaydettiği gelişmelere de değinerek, global ekonomide ve siyasette yaşanan önemli çalkantılara karşın Türkiye ekonomisinin çok ciddi bir sarsıntı geçirmediğini belirtti.
Dünyanın ekonomik olarak sıkıntılı bir dönemden geçtiğini hatırlatan Bağış, bu sıkıntıların Türkiye'ye de etkileri olduğunu ancak biraz da madalyonun pozitif taraflarına bakılması gerektiğini kaydetti.
AB sürecine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bağış, AB'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanından sonraki en önemli çağdaşlaşma projesi olduğunu vurgulayarak, "Bu kadar önemsenen bir projede böyle bir mesuliyetli görevi üstlenmiş olmak benim için çok büyük bir onur. Ama bu görevin kolay bir görev olmadığının da farkındayım. Bir yandan 70 milyon vatandaşımıza AB'nin ülkemize neler katacağını, nasıl faydalar getireceğini anlatmamız, öte yandan 500 milyon önyargılı Avrupalı'ya da Türkiye'nin AB'ye neler katacağını anlatmamız lazım. Bu yükü ben tek başıma taşıyamam" diye konuştu.
Egemen Bağış, bu nedenle, bu çerçevede diğer bakanlıklarla, sivil toplum kuruluşlarıyla, bürokratlarla birlikte çalışmalar yürüttüklerini anlattı.
Birçok konuda fikir ayrılıkları yaşansa da AB'nin aslında Türkiye'de bir ortak payda olduğunu vurgulayan Bağış, Türkiye'nin AB yolunda ilerledikçe daha demokratik, daha müreffeh bir ülke olacağını, AB standartlarında insan haklarının, vicdan özgürlüğünün yaşandığı bir ülke haline geleceğini söyledi.
Bağış, AB konusunda 2008 yılına yönelik "kayıp yıl" eleştirilerine karşın, uyum sürecine yönelik pek çok kanunun TBMM'den geçirildiğini dile getirerek, 2009'a hızlı bir giriş yaptıklarını, ulusal programın yayınlanması, bu sürece odaklanacak ayrı bir devlet bakanlığı oluşturulması, Nazım Hikmet'in vatandaşlığının verilmesi, TRT 6'nın yayına girmesi gibi gelişmeler kaydedildiğini aktardı.
Bakan Bağış, Başbakan Erdoğan'ın Brüksel'e gitmesi ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun Türkiye'nin tam üyelik hedefinin arkasında durduğunu ilan etmesinin ardından Türkiye'de AB üyeliği konusunda desteğin arttığını dile getirdi.
Varolan kurallara göre Türkiye'nin üyelik sürecini yürütmeye hazır olduğunu, ancak oyun devam ederken kuralların değişmesini istemediklerini belirten Bağış, "Biz AB sürecinde de o itibarımızı, o onurlu duruşumuzu, Başbakanımızın Davos'ta göstermiş olduğu o Davos duruşunu da göstereceğiz, bundan kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
Bazı dar vizyonlu Avrupalı siyasetçilerin de o gün vermeleri gereken kararı bugün vermeye kalktıklarını vurgulayan Bağış, "Bu sürecin başarılı bir şekilde gitmesi sadece Türkiye'ye değil onlara da yarayacak. Onların da huzur içinde yaşamasına yarayacak. Bugün ne kadar tartışılan uluslararası kriz varsa, Türkiye birçoğunda en önemli aktörlerden bir tanesidir. Eğer sonuca ulaşmak, barışa, çözüme ulaşmak istiyorlarsa, Türkiyesiz bir formül göremiyorum. Onların da göremediğinin farkındayım" diye konuştu.
Bugün dünyada 1,5 milyar Müslümanın, Türkiye'nin AB sürecini yakından takip ettiğini, ve bu süreçten bir mesaj alacaklarını dile getiren Bağış, "Bu mesaj ya 'sizler de demokrasiyi benimser ve çağdaş medeniyetin gereklerini yerine getirirseniz, sizin de çağdaş dünyada yeriniz vardır' olacaktır. Ya da 'ne kadar uğraşırsanız uğraşın size çifte standart uygulanacak' mesajı olacaktır" görüşünü aktardı.
Bağış, göreve atandıktan sonra tüm devlet protokolü ve Meclis'te grubu bulunan siyasi parti başkanlarından randevu talep ederek, Başbakan Erdoğan'ın da desteğiyle onlara "Bu sadece AK Parti'nin değil, Türkiye'nin projesi" mesajını götürdüğünü anlattı.