"TÜRKİYE, İSLAM ÜLKELERİ İÇİN İLHAM KAYNAĞI OLABİLİR"
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İslam ülkelerinin lider arayışında olmadığını, ancak Türkiye'nin İslam ülkeleri için ilham kaynağı olabileceğini söyledi.
Bağış, FOX TV'de, Türkiye'nin AB süreci ve Uluslararası ilişkiler uzmanı ve jeo-stratejist Dr. George Friedman'ın, Türkiye'nin bölgesinde önemli bir güç olduğu yönündeki sözlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin önemi konusunda Freidman'ı haklı bulduğunu ifade eden Bağış, 1999'da da ABD'nin eski Devlet Başkanı Bill Clinton'ın TBMM'de, "Önümüzdeki yüzyılı Türkiye'nin tercihleri belirleyecek" şeklinde yaptığı konuşmayı anımsattı.
Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu belirten Bağış, Türkiye'nin geleneksel olarak Doğu ile Batı arasında köprü olarak tanımlandığını, ancak köprünün ayaklarına eşit oranda değer verilmediğini söyledi.
Bağış, "Batı ayağını hep önemsedik, ama Doğu ayağını biraz ihmal etmiştik. AK Parti iktidarı döneminde, 'İki ayağı da güçlü olursa bu köprü sağlam olur' düşüncesiyle hem AB görüşmelerini başlattık, hem İslam Konferansı Örgütünün genel sekreterliğini üstlendik. Aynı zamanda Medeniyetler İttifakı projesinin eş başkanlığını yaptık" diye konuştu.
Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyinin geçici üyeliğine seçildiğini de hatırlatan Bağış, "Türkiye, artık itibarı dünya tarafından tescil edilen ve alkışlanan bir ülke haline geldi" dedi.
Türkiye'yi farklı kılanın, farklı kültürleri ve medeniyetleri bir araya getirebilme özelliği olduğunu belirten Bağış, tarihten gelen hoşgörünün bugün AB'nin en ihtiyaç duyduğu konu olduğuna işaret etti.
Bağış, demokrasi ve İslam kültürünü iki yüz yılı aşkın süredir birlikte yaşatabilmiş, aynı zamanda Batı ve Doğu'yla barışık, İslam, Hristiyanlık ve Museviliğin gereğini yaşamak isteyenlere bu imkanları veren Türkiye'nin gerçekten bir ilham kaynağı olabileceğini belirtti.
Türkiye'nin bugün Avrasya'nın parlayan yıldızı olduğunu ifade eden Bağış,
şunları kaydetti:
"Önümüzdeki 15 yıllık süreç içinde Türkiye AB'ye yaklaştıkça Orta Doğu ve İslam dünyasında daha önemsenen bir ülke olacaktır. İslam dünyasına yaklaştıkça da Avrupa tarafından daha çok önemsenen bir ülke olacaktır. Yani bizim bir tarafla ilişkilerimizi artırdığımız zaman, diğer tarafla zayıflamıyor. Tam aksine daha da güçleniyor. Bu ilişkiler birbirini tamamlayan ilişkiler. Türkiye, gerçekten arada bir köprü olacaktır. O zaman bir buçuk milyar Müslüman, Türkiye'nin AB üyeliğini nasıl yakından takip ediyorsa, o zaman 500 milyon Avrupalı da Türkiye'nin İslam dünyasıyla olan ilişkilerini yakından takip eder
hale gelecek."
2004'ten bu yana Türkiye'nin AB sürecinde çok ilerleme kaydettiğine işaret eden Bağış, gelinen noktaya ilişkin örnekler verdi ve şunları kaydetti:
"Nazım Hikmet'in vatandaşlığı iade edildiği zaman, ülkede bir kişinin itirazı bile olmadı. Sosyal demokratlar istediler belki teşekkür etmeyi, ama bir türlü kendilerine yediremediler. Böyle bir iktidardan bunu beklemiyorlardı. Demek ki Türkiye ilerliyor. TRT 6, yayınlarına başladı. Artık Güneydoğu'daki vatandaşlarımız kendilerini şiddete, teröre teşvik eden bir kanalı değil, onlara doğru bilgi, doğru eğlence programlarını anladıkları dilde veren devlet ve milleti barıştıran bir kanala kavuştu ve Türkiye zayıflamadı."
Türkiye'nin müzakerele başlamış bir ülke olarak her geçen gün güçlendiğini belirten Bağış, yerel seçimlerin ardından Türkiye'nin önünde seçimsiz bir iki buçuk yılı olduğunu kaydederek, bu süreçte Anayasa'nın Avrasya coğrafyasında imrenilen bir anayasa haline gelmesi için muhalefetle işbirliği yapma arzusunda olduklarını ifade etti.
Bağış, ekonomik krizle ilgili olarak da, AB'nin dünya tarihinin en önemli barış projelerinden biri olduğunu kaydederek, bu kadar önemli bir birliğin bir ekonomik krizden ötürü çökmeyeceğini söyledi.
Kaynak: AA