"REFORMLARI, KENDİ MİLLETİMİZ İÇİN YAPIYORUZ"
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği ile ilgili reformların, AB'yi mutlu etmek için yapılmadığını ifade ederek, "Reformları kendi milletimizin, kendi ulusumuzun daha iyi standartlarda yaşamaya layık olduğuna inandığımız için yapıyoruz. Bu çerçevede Türkiye her geçen gün daha demokratikleşiyor, daha müreffeh hale geliyor" dedi.
Bağış, Alarko Holding Yönetim Kurulu ve Türk-İsveç İş Konseyi Başkanı İshak Alaton ve konsey üyeleri ile öğle yemeğinde bir araya geldi. Bağış, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'ye AB yolunda en açık desteği veren ülkenin İsveç olduğunu dile getirerek, bir süre önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İsveç'e yaptıkları ziyarette bu ülkenin meclisinde yer alan 7 partinin Türkiye'nin AB üyeliğine tam destek vereceklerini açıklamalarından mutluluk duyduklarını söyledi.
İsveç'in geçmişte Türkiye'nin AB üyeliğine endişeli yaklaşan ülkelerden olduğunu anımsatan Bağış, 2002 seçimlerinden sonra dönemin İsveç Büyükelçisinin Erdoğan'ı ziyaret ederek, dönemin İçişleri Bakanı Anna Lindh'in Türkiye'yi ziyaret etmek istediğini ve kendisine daha önce verilmeyen Diyarbakır'a gitme izninin verilip verilmeyeceğini sorduğunu anlattı.
Bağış, Erdoğan'ın o görüşmede Lindh'e Diyarbakır'a ancak bu ziyareti sonraki yıllarda tekrarlaması şartıyla izin vereceğini söylediğini anlatarak, Lindh'in Diyarbakır'a gittiğini ve bu ziyaretten memnun ayrıldığını ancak ülkesinde bir suikasta kurban gittiği için verdiği sözü tutamayıp Diyarbakır'a bir daha gidemediğini aktardı.
Bu ziyaretin Türkiye-İsveç arasındaki ilişkilerde dönüm noktası olduğunu belirten Bağış, Türkiye'nin İsveç ile olan ilişkileri önemsediğini, İsveç'in bu yılın ikinci yarısında AB dönem başkanlığını alacağını kaydetti.
Devlet Bakanı Bağış, Kıbrıs konusundaki değerlendirmelerin 2009 sonu itibariyle hazırlanacağını ve Türkiye'nin AB ile açılması düşünülen fasıllarla ilgili de İsveç'in yaklaşımının önemli olduğunu dile getirerek, "Türkiye'nin AB üyeliği, Türkiye'nin doğusunu, batısını, Türkünü, Kürdünü, Çerkezini, Lazını, Türkiye'nin askerini, sivilini, Alevisini, Sünnisini, Musevisini, Ermenisini, Müslümanını, Rumunu birleştirebilen, Türkiye'nin her kesiminin kendisi ile ilgili umudunu canlandırabilen bir ortak anlayış haline geldi" dedi.
Bağış, Türkiye'nin AB ile ilişkileri konusunda iş dünyasıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmaya önem verdiklerini ifade ederek, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile bu ayın 9'unda bir proje başlatacaklarını ve AB'yi farklı illere anlatacaklarını, ilk ziyareti de Siirt'e gerçekleştireceklerini söyledi.
Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AB çok önemli bir hedef. Cumhuriyet'in ilanından sonraki en önemli çağdaşlaşma projemiz. Ben AB'yi Türkiye'nin diyetisyenine benzetiyorum. Diyetisyenin bazı sağlık sorunları olabilir, reçetesi eğer 27 ülkenin daha müreffeh, daha demokratik, daha çağdaş olmasını sağlamışsa o reçete uygulanmaya değerdir. Biz AB ile ilgili reformları, AB'yi mutlu etmek için yapmıyoruz. Kendi milletimizin, kendi ulusumuzun daha iyi standartlarda yaşayama layık olduğuna inandığımız için yapıyoruz. Bu çerçevede Türkiye her geçen gün daha demokratikleşiyor, daha müreffeh hale geliyor. AB üyesi olan hiçbir ülke üye olduktan sonra bölünmedi, zayıflamadı, ekonomisi kötüye gitmedi."
Kaynak: AA