BAĞIŞ VE BABACAN'IN AB TOPLANTISI
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Ulusal Program'ın uygulanmasına yönelik çalışmaları ele almak amacıyla AB Genel Sekreterliğinde Türk kamu yönetiminin üst düzey yöneticileriyle bir araya geldi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB sürecine 2002'den bu yana gönül vermiş bir kişi olduğunu belirterek, bu zaman zarfında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın temasları ve ziyaretlerine katılmış bir kişi, Erdoğan'ın "diklenmeden dik durma" sürecini nasıl yürüttüğünü yakından gören biri ve pek çok olaya şahitlik etmiş biri olarak başmüzakerecilik görevini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışacağını söyledi. Bağış, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir kez daha teşekkür etti.
Hükümetin son 7 yılda çok önemli çalışmaları olduğunu, her birimin çok önemli başarıları bulunduğunu ama geriye dönüp bakıldığında en önemli yatırımın Türk demokrasisine yapıldığını belirten Bağış, "sessiz devrim" olarak adlandırılan bu sürece AB hedefinin çok önemli katkıları olduğunu, bir zamanlar düşünülmesi bile zor olan reformların hep birlikte gerçekleştirildiğini bildirdi.
Bakan Bağış, 2009 yılına hızlı bir giriş yapıldığını, Cumhurbaşkanı Gül'ün onayıyla Ulusal Program'ın yayımlandığını, bu programın uygulanması için hep birlike çalışılacağını kaydetti. TRT 6, Alevi açılımı ve uzun yıllardır beklenen Nazım Hikmet'in vatandaşlığının ve itibarının iade edilmesi, AB ile müzakereler için ayrı bir devlet bakanlığı kurulmasının AB çevrelerinde büyük bir heyecanla karşılanarak yankı bulduğunu söyleyen Bağış, son olarak da Başbakan Erdoğan'ın 4 yıl aradan sonra yaptığı Brüksel ziyaretinin çok önemli etkileri olduğunu bildirdi. Bağış, "Bu ziyaret sırasında gördük ki, AB kurumları Türkiye'ye verilmiş olan sözlerin arkasındadır. Sayın AB Komisyon Başkanı Barroso açıklamasında Türkiye'nin tam üyelik hedefine dair verilmiş sözlerin arkasında olduklarını ve bu süreci hep birlikte başarıyla tamamlamak için çalışmaların devam ettiğini dile getirdiler" diye konuştu.
Bakan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz AB'yi sadece bugünün değil, yarının, çocuklarımızın projesi olarak görüyoruz. Türkiye'nin gelmesi gereken noktaya, vatandaşlarımızın hak ettikleri yaşam standartlarına kavuşabilmesi için bu projeyi önemsiyoruz."
Bağış, bu ortak payda için herkesin birlikte çalışması gerektiğinin önemine işaret ederek, her kurumun desteğini çok önemsediklerini bildirdi. Göreve gelmesinin ardından yapılan ilk Bakanlar Kurulu toplantısında AB konusunu 3 saate yakın müzakere ettiklerini ifade eden Bağış, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile birlikte diğer bütün bakanlardan bunun sadece bir kurumun meselesi değil, herkesin ortak meselesi olduğunu ve dolayısıyla bütün bakanların ve yetkililerin kendi muadilleri ile temaslarını artırmalarını önemsemelerini rica ettiklerini kaydetti.
TBMM AB Uyum Komisyonu ile bir araya geldiklerini ve komisyonun güçlenmesini ve uyumla ilgili kanunların Meclis'te hızlı geçebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması hususunda gerek iktidar gerekse muhalefet partilerinin ortak bir noktada buluşmasını görmenin kendisine büyük bir heyecan verdiğini belirten Bağış, muhalefet liderlerinden randevu talepleri olduğunu ve hepsinden de sıcak mesajlar aldığını bildirdi. Bağış, bu çerçevede ilk toplantısını dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığını hatırlatarak, Bahçeli'nin AB tam üyelik hedefinin bir devlet politikası olduğunu ve desteklerinin devam edeceğini söylediğini aktardı. Bağış, diğer liderlerle de önümüzdeki haftalar içinde görüşmeye devam edeceğini söyledi.
Bağış, sivil toplum örgütleriyle temasların önemine dikkati çekerek, TOBB başta olmak üzere bu temaslara başladıklarını ve farklı illerde çalışmalar yaparak Türk vatandaşları içinde AB heyecanının yeniden canlanması için gerekli adımları birlikte atacaklarını bildirdi.
Başbakan Erdoğan'ın Brüksel ziyaretinin ardından orada kalarak daha çok temasta bulunmaya çalıştığını söyleyen Bağış, Çek Cumhuriyeti dönem başkanlığı sırasında açılması planlanan fasıllar hakkında ilgili komisyon temsilcileriyle görüştüğünü ve olumlu bir intiba ile döndüğünü belirtti.
Bağış'ın ardından konuşan Dışişleri Bakanı Babacan, AB konusunda hedeflerinin tam üyelik olduğunu ve bu konuda her hangi bir sapma olmadığını, sürecin kesintisiz olarak sürdüğünü kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendisi ve Devlet Bakanı Bağış ile birlikte Brüksel'de yaptığı temasların bu sürece yeni bir soluk kazandırmak açısından son derece önemli olduğunu kaydeden Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin bu süreçteki hedefi tam üyelik. Yani AB'ye üye olan şu andaki 27 ülke hangi haklara sahipse onlarla eşit bir statüde tam üye olmaktır. Biz bu hedefle yola çıktık ve bu hedefin sapasağlam yerinde durması bizim sürecimizin sıhhatli yürümesi açısından, iç reformların belli hedeflere odaklı yürümesi açısından son derece önemli."
AB sürecinin Türkiye'ye öngörülebilirlik getirdiğini de söyleyen Bakan Babacan, bu çerçevede bundan üç sene sonra nasıl bir Türkiye olacağının şimdiden görüldüğünü ve bunun iş dünyası için büyük önem taşıdığını bildirdi. Babacan, AB ile yarım yüzyıla yakın bir süredir işbirliğinin devam etmekte olduğunu hatırlatarak, önemli eşiklerin atlandığını ve bundan sonraki en önemli tarihin Türkiye'nin üyelik tarihi olacağını kaydetti.
Reformların AB'ye verilmiş tavizler anlamına gelmediğini belirten Babacan, bu reformların Türk halkının standartlarını yükselteceğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Babacan, AB sürecine herkesin sahip çıkması gerektiğini ve gereksiz tartışmalara feda edilemeyecek kadar önemli bir süreç olduğunu kaydetti. Babacan, Bağış'a yeni görevinden dolayı bir kez daha başarılar diledi.